SOMALİ’DE ‘TÜRKLER GELECEK, KURTULACAĞIZ’ SEVİNCİ YAŞANIYOR

SOMALİ’DE ‘TÜRKLER GELECEK, KURTULACAĞIZ’ SEVİNCİ YAŞANIYOR

Somali’de bulunan Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, Başbakan Erdoğan’ın Somali’ye gitme kararının büyük heyecan yarattığını belirterek, “Haber duyulunca bölgede tam anlamıyla bayram havası oluştu” dedi.

KURAKLIĞIN getirdiği göçler, ölüm ve açlık ile boğuşan Somali’de yardım faaliyetlerini planlayıp, koordine eden Kızılay Genel Müdürü Ömer Taşlı, karşılaştığı manzarayı STAR’a anlattı.



Başbakan’ın gelişi cesaret verir

Bizim ilk etapta uçaklarla getirdiğimiz 40-50 tonluk yardımlar okyanusta bir su damlası ancak. Ama şimdilik sembolik olan bu yardımlar Somali’de büyük bir umudun yeşermesine neden oldu. İnsanlar burada ‘Türkiye buraya geliyor. Türkler bizi kurtaracak” demeye başladılar. Bunun yanında Başbakanımızın, Dışişleri Bakanı ve eşleri ile Somali’ye gelecek olması inanılmaz bir heyecan yarattı. Özellikle başkent Mogadişu da bu haber duyulunca bayram havası oluştu. Hiç abartmadan söylüyorum, burada ‘Türkiye bu işe girdiyse, biz tekrar siyasi istikrara kavuşacağız’ denilmeye başlandı. Başbakan’ın ve eşlerinin ziyareti burada çok önemseniyor. Çünkü Somali’de devlet yok; sistem yok. Başbakan ve eşleri geldiğinde, güvenlik nedeniyle yardım kuruluşlarının giremediği Somali’ye yardım kuruluşları da cesaret alıp gelebilecekler. Şu anda dünyanın bütün yardım kuruluşları Kenya’daki Nayrobi kampında. Güvelik olmadığı gerekçesi ile Somali’ye gelmiyorlar. Ama Erdoğanlar ile diğer devlet yetkililerimizin eşleri ile ziyaretleri büyük anlam taşıyacak.




‘Çocuğumu kurtarın’ feryadı

Biz geldiğimizden beri de göç dalgası devam ediyor. Gelenlerin ortak hikâyesi var ‘Önce hayvanlar öldü. Sonra aç çocuklar göç yolunda öldü. Anneler ölü çocuklarını sırtların bağladılar. Ama ölüler koktu. Anneler çocuklarını gömmeden, yolda bıraktılar. Sağ kalanları aldılar. Mogadişu’ya ulaşmak için geçilen Askorya koridoruna ancak yürümeye takati ve suyu olanlar ulaştı. Bu da ancak 5 kişilik aileden 1 kişi demek. Her 4 kişi yolda ölüyor.’ Anlatılan bu. Dünyadan milyarlarca dolar para toplandı. Ama bütün yardım kuruluşları Nayrobi’ye yerleşmiş. Orada yardım etmek için bekleyen bin 500 kişilik uluslararası ekip var. Ama güvenlik nedeniyle gelmiyorlar Somali’ye. Yardımları da göndermiyorlar. Çocuklar yardımlar gelmiyor diye ölüyor. Geçenlerde bir kampa gittik. Orada Umaya adlı bir kadın vardı. Kadın yanımıza geldi, ‘Bu çocuğu kurtarın ama ben öleyim’ dedi. Bir iki yaşındaki çocuğu benim kucağıma atıp kaçtı. Kadını da bulduk bir hastaneye götürdük. Çocuk ölmek üzereydi fakat son müdahalelerle kurtuldu. Neden ölecekti o çocuk. Çünkü 10 centlik bir ishal ilacı yoktu. 1 milyar dolar yardımdan 10 centlik yardım o çocuğa ulaşmamıştı. İshalden o ölmedi ama onlarca çocuğun öldüğünü gördük.

Çöpünü toplayana 10 dolar

Kentte çöp dağları var. Çöpler evlerin içine kadar girmiş durumda. Kentte 500 tane kamyon kiraladık. Bu kamyonlarla kampanya yapacağız. 250 bin tane çöp torbasını evlere dağıtacağız. ‘Bir kamyon çöp getirene 10 dolar vereceğiz’ bu sayede kentte çöp kalmayacak. Böylece kamplarda yaşayan ama aslında Mogadişu’da evi olanları eve döndüreceğiz. Bu sayede kamplardaki sayı azalacak. Bir de 2 bin tane fırça aldık. Kireç de aldık. Bunlar halka dağıtacağız. Yine ‘Evini boyayana 10 dolar vereceğiz’ diyeceğiz. Böylece evler kireçlerle boyanacak, temiz bir şehir haline gelecek. ERDİNÇ AKKOYUNLU

EVLERİNİ TAMİR EDECEĞİZ

Köye dönüşü başlatacağız

Mogadişu’nun yakınında Somali devleti bize 250 bin metrekarelik bir alan verdi. Burada 12 bin kişilik büyük bir kent kuracağız. Ama bu kentte, çadırlar birbirine 2 metre mesafede değil 50 metre mesafede olacak. Bir aileye tarım yapması için toprak vereceğiz. Gübre ve tohum, tavuk vereceğiz. Burada tarıma başlayacaklar. Köylerindeki gibi yaşayacaklar. Elbette yemeklerini yine biz vereceğiz, bakımlarını yapacağız. Sonra kamptakilerin köylerini tespit edeceğiz. Kampa gelenlerin köylerine gideceğiz. Köylerdeki eksikleri gidereceğiz; evleri tamir edeceğiz, ahırları yapacağız, köylere büyükbaş havyanlar alacağız ve önemlisi TİKA ile kuyular açacağız. Bir kuyudan sadece bir köy değil 4 bin kişi faydalanacak. Kamptaki 3. ayın sonunda o kişilere köylerine gitmelerini söyleyeceğiz. Sonra yeniden 12 bin kişi alıp aynı işlemi yapacağız. Biz orada sadece karın doyurmayacağız, yeniden yaşamayı öğreteceğiz.

Comments

Popular posts from this blog

Üsküp'teki Türk Çarşısı yıllar sonra canlanıyor

Din Anlayışındaki Farklılıkların Nedenleri

Cyprus Peace Talks