Posts

Showing posts from 2012

tul-i emel

Gemide çalışırken bir gemici ile namaz konusunda sohbet ediyorduk. Bu genç annesinin ısrarına rağmen bir türlü namazını düzenli olarak kılamadığını söyledi. Kendisine Risâle-i Nur’dan namaz ile alâkalı bir çok önemli bahsi anlattım. Fevkalâde hoşuna gitti, fakat sonradan öğrendiğime göre yine namaza başlamamış. Bu sefer ben onu dinleyeyim dedim, belki bu soruna bir çare bulabilirim diye düşündüm. Bana namaza defalarca başladığını, fakat bir türlü devamlı hale getiremediği için üzüldüğünü ve namazı terk ettiğini hatta bu sonuç karşısında kendisine kızdığını söyledi. Benim ısrarla namaza başlaması gerektiğini söylediğim zaman rencide olmadığını bilâkis faydalı olduğunu ifade etti. Bu cevap karşısında Sözler’deki sinnen, cismen ve rütbeten büyük adamın namaz hakkındaki sözlerini düşündüm. Dilimden döndüğü kadar bu arkadaşıma anlattım.İnşallah namazına başlar ve hem dünyasını, hem de ahiretini kurtarır. Gençlik günlerim hatırıma geldi, rahmetli annemin bana ısrarla namazı vaktinde kılma

Ilim

Kaynak:ilimbahcesi.com Önce ilim, sonra ilim, sonra yine ilim Günümüz İslâm bilginlerinden Yusuf el-Kardâvî, Hz. peygamber ve Ashâbnın ilme verdiği değeri başka hiçbir şeye vermediği anlatıyor. İnsanı diğer varlıklardan ayıran en belirgin özelliği, okuyup ilim öğrenmesi, öğrendiğini başkasıyla paylaşmasıdır desek herhalde yanlış olmaz. Bu sebepten olmalı ki,Kur’ân-ı Kerîm, ilk olarak inmeye başladığı andan itibaren ilim öğrenme konusunda pek çok teşviklerde bulunuyor, binlerce yerinde okumanın, aklı kullanmanın ve ilim öğrenmenin önemi üzerinde duruyor, hattâ düşünmeyen aklı tezyif ediyordu. Ancak zaman içerisinde Kur’ân’nın bu yoğun teşviki ile, Müslümanların ilmî seviyeleri arasında her nedense bir çelişki oluştu. Müslümanlar ilme karşı isteksiz davranmaya ve ona yeterince ilgi göstermemeye başladılar. Cehalet yayıldı ve sefalete kucak açar oldu. İşte İslâm dünyasının seçkin ilim adamlarından Dr. Yusuf el-Kardâvî bu çelişkiye bir kitap yazarak dikkat çekmek istemiş. Hz. Peygamber v

Multitasking

by  Abu Productive 49 Comments Posted on Tuesday, November 30, 2010 in  Islam & Productivity ,  Tips Whenever you hear of the Prophet’s (peace be upon him) life, you become amazed at his productivity.  He (peace be upon him) was a Prophet, a Messenger, a teacher, a governor, a father, a husband, a friend and human. He (peace be upon him) had multiple roles in his life, and excelled at each one of them without exception. It made me wonder, did Prophet Muhammad (peace be upon him) uni-task or multi-task? Most of us grew up in the age of multi-tasking, where you can’t call yourself productive if you weren’t a good multi-tasker. You’re expected to do 10 things at at a time, and that’s how you’re supposed to survive the 21st century. But does it make sense? After all multi-tasking is less efficient (due to the need to switch gears for each new task, and then switch back again), it’s complicated, prone to stress and errors, and it’s simply crazy! Let’s look at the seerah

Imam-ı Azam Ebu Hanife (radıyallahu anh) Şeriat hakkındaki sözleri

Türkiye'de çoğunluğun mezhep Imamı olan, Imam-ı Azam Ebu Hanife (radıyallahu anh) Şeriat hakkında şöyle der: Bir kimse: "Gel beraber gidip Şeriat'a danışalım" derse öteki kişi de “Gitmem,” derse kâfir olur. Çünkü Şeriat'ı reddetmiş oluyor. Yine bir kimse: "Şeriat ve benzeri müesseselerin bana bir faydası yoktur, bana şeriatın hükmü geçmez," derse kâfir olur. "El-Muhît" adlı kitapta yazıldığına göre, bir kimsenin yanında Şeriat'tan bahsedilse ve bilerek bu söze karşı gelirse, yahut hakaret için çirkin bir ses çıkarsa, yahut bu Şeriat kötüdür, derse kâfir olur." (Fıkh-ı Ekber Şerhi - Aliyyül Kari (rh.a) Şerh etmiştir.) Rabbim bu paylaşımı faydalı kılsın.-Kadir Çandarlıoğlu

Kalplere ilaç saadet reçetesi

Kalplere ilaç saadet reçetesi İnce Meseleler - Umumi Meseleler  Abdül Halik Gücdüvani Hazretlerinden, günlük hayattaki davranışlarımızda dikkat etmemiz icap eden hassasiyetlerle alakalı, kaplerimize ilaç, saadet reçetesi. Ey Oğul! * Bütün hallerinde ilim, edep ve takvâ üzere ol! * Geçmiş büyüklerin eserlerini oku, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat yolunda git! * Fıkıh ve hadis öğren. Câhillikten, cahillerden ve câhil sofu olmaktan sakın! * Namazlarını mutlaka cemâatle kıl, zarûret yoksa imam veya müezzin olma! * Şöhretten kaç; şöhrette âfet vardır. * Dünyanın makam ve mevkiine bağlanma, fânîye gönül verme, sevgine yazık olur. * Kendini halktan üstün görme! Halkın içine de fazla girme, onlarla işin bitince hemen kenâra çekil. Yalnızlığa alış, uzleti sev! * Mahkeme işlerine bulaşma! Kimseye kefil olma, rezil olursun. Halkın vasiyetlerine  karışma! * Devlet adamlarıyla düşüp kalkma

Lozan'ın İçyüzü

İSMET PAŞA VE (LOZAN)IN İÇ YÜZÜ 1- Bu sütunların şümul ve ehemmiyeti, hem bugünün, hem de dünün gizli anahtarlarını vermek bakımından o kadar geniş ve büyüktür ki, arada bir bazı tarihî hâdiselere el atıp bütün bir mazi seyrini değiştirici iddialara giriştiğimiz zaman, bizim, geçmiş günlerden değil, gelecek günlerden bahsettiğimizin takdiri lâzım gelir. Biz, tarihî bilgi vermek yerine, bugünü üzerinde taşıyan öyle tarih taşlarının iç yüzünü ortaya koymaktayız ki, bu işin değeri ancak istikbal çapındadır. Bu mânada bir mazi teftişi, içinde bulunduğumuz ve onu takip edecek ân ve zamandan bile üstün bir (aktüalite) kıymeti ifade eder. 2- Büyük Doğu'nun bu son devresine ait ilk sayılarda (Lozan) muahedesinin iç yüzünü gösteren birkaç tarihî ifşa yazısı takdim etmiş ve (Lozan) sulhunun, Batı emperyalizmasına karşı, kulis arası bir anlaşmayla, mukaddesatımızın bizzat imhasına memur edilmek gibi korkunç bir fedakârlık sayesinde elde edilebilmiş olduğunu ileriye sürmüştük.